WHATSAPP RANDEVU
Başa
HAKKIMIZDA İLETİŞİM MENU

TEDAVİLER » AĞIZ, DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ

AĞIZ, DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi içerisinde çok sayıda farklı uygulamayı barındıran ve ağız ve diş sağlığı kapsamına giren tüm branşları ilgilendiren diş hekimliği dalıdır.

Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Tedavileri

Diş Çekimi: Çene cerrahları tarafından en sık olarak gerçekleştirilen işlem yetişkin ve çocuklarda yapılan diş çekimleridir. Dişlerin çürük, gömük kalma, diş eti hastalığı, enfeksiyon vb. sebeplerle çekilmesi gerekebilmektedir.

Gömülü Diş Çekimleri: Pozisyon bozukluğu veya yer darlığı nedeni ile sürememiş dişlere gömülü diş denir. Ayrıca süt dişinin zamanında düşmemesi veya kistik lezyonlar sonucunda da dişler gömülü kalabilir. Sıklıkla 20 yaş dişleri, köpek dişleri ve 1. Küçük azı dişleri gömülü kalır. Gömülü dişler ya tam gömük veya bir kısmı sürüp yarı gömük şeklinde karşımıza çıkar.Gömülü dişler genellikle belirgin semptomlara neden olmaz ve yalnızca rutin bir radyografik incelemede sırasında tespit edilirler.

Gömülü dişlerin belirtileri: Bazen, gömülü diş, komşu dişlerin köklerine zarar verebilir. Isırma veya çiğneme güçlüğü, hassasiyet veya ağrıya neden olabilir. Ağız kokusu ve ağızda kötü bir tat oluşmasına sebep olabilir.

Yukarıda saydığımız problemlerin varlığında Ağız Diş ve Çene Cerrahınız çekimi tavsiye eder.Diş çekimi ameliyatı genellikle bir Ağız Diş ve Çene Cerrahının muayenehanesinde ayaktan tedavi prosedürü olarak yapılır. Bu, işleminiz olduğu gün eve gidebileceğiniz anlamına gelir.İşlem genellikle kısa sürer ve çoğunlukla lokal anestezi altında yapılır. Anksiyete durumunda sedasyon veya genel anestezi uygulanabilir.

Çene Kistleri: İçinde içi sıvı veya yarı sıvı materyal bulunan, dışı epitel denilen yumuşak doku ile çevrili patolojik boşluklara kist denir. Bulundukları bölgede genişleyerek büyüyen kistlerin büyüme hızları yavaş seyreder. Kistler, insan vücudunun her tarafında oluşsa da, en çok çenede görülür.

Çene kistleri oldukça sinsi bir hastalıktır ve ilk aşamada belirgin semptomlar göstermez. Bu sebeple de birçok kişi hastalığın ilerleyen boyutlarında doktora başvurur. Ancak geç kalınmış teşhislerde çene kemiklerinde ciddi boyutlarda tahribatlar gözlemlenir.

Çene kistleri erken dönemlerde belirti vermediği ve ağrı yaratmadığı için çok uzun yıllar fark edilme Cerrahi olarak tedavi edilen çene kistleri için ameliyat şarttır. Zamanında müdahale edilmeyen çene kistleri; yüz bölgesinde şişlik, iltihaplanma, çene kemiğinde deformasyon, iyi ya da kötü huylu tümör oluşumu gibi ciddi sorunlara neden olabilir.

Çene Tümörleri: Çene Tümörleri: Çene tümörleri ağızda oluşan bazen iyi bazen de kötü huylu olan tümör oluşumlardır. Genellikle oluşma nedenleri diş gelişiminde oluşan aksaklıkla beraber oluşmasıdır. En cok görülen oluşma nedenni budur.

Çene tümörünün cerrahi olarak çıkartılmaası gerekmektedir. Bu işlem tümörün büyüklüğüne göre local veya genel anestezi altında gerçekleştirilebilir.

Çene tümörünün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu anlamanın yolu patolojik incelemelerden geçer. Mikroskopik incelemeler de olarak adlandırılan bu işlemler sonrasında ancak hastanın tedavi şekli belli olur.

Apikektomi (Apikal Rezeksiyon): Bir dişin çok uzun süre enfekte olduğu ve hiçbir tedavi uygulanmadığı durumlarda, kök ucunda ciddi bir enfeksiyon gelişebilir. Bu gibi durumlarda apikektomi yapılabilir. Bu prosedürde, diş eti dokusu, altta yatan kemiği görmek ve enfekte olmuş dokuları çıkarmak için açılır. Kök ucunun enfekte olmuş kısmı da çıkarılır ve kanal içinde enfeksiyon sızıntısı olmamasını sağlamak için kök kanalı tamamen kapatılır.

Apse ve Çene Yüz Enfeksiyonu Tedavisi: Diş apsesi diş etlerinde ve/veya köklerindeki irin birikmesi olup çoğu hasta için ciddi bir rahatsızlık ve ağrıya neden olur. Apseye, cilt yüzeyinin altındaki bakteriyel bir enfeksiyon neden olur. Görünümü sivilceyi andıran diş apsesi periapikal ve periodontal olmak üzere ikiye ayrılır.

1- Periapikal apse (diş üzerinde apse): Bu apse bir diş kökünün ucunda meydana gelir ve genellikle tedavi edilmeyen diş boşluklarından, yaralı veya kırık bir dişten, bazen de önceki tedavi sürecinden kaynaklanır.

2- Periodontal apse (diş etlerinde apse): Bu apse, tedavi edilmemiş boşlukların, yaralanmaların veya önceki tedavi çalışmalarının sonucu değildir. Periodontal apseli bir diş, kaviteler veya hasarlar olmaksızın canlı ve sağlıklıdır. Diş eti ve diş arasında yiyecek sıkıştığında bu durum diş etinin altında ve kemikte bakteri birikmesine yol açabilir. Sonucunda da periodontal apse meydana gelir.

Diş apseleri diş eti veya diş enfeksiyonunun semptomudur. Diş apsesi belirtileri çoğu hasta için oldukça belirgin ve benzerdir. Bazı akut apselerin ağrısız olabileceğini, ancak diş etleri ve yanakların şişmesine yol açabileceğini de aklınızda bulundurmanızda fayda var. Bununla birlikte Apse, kanal tedavisi yapılmış bir diş üzerinde meydana gelirse, sinir öldüğü için herhangi bir ağrı yaratmayabilir.

DİŞ APSESİ BELİRTİLERİ

• Aşırı, keskin veya zonklayıcı ağrı.
• Etkilenen bölgeye basınç veya ısı uygulandığında artan ağrı.
• Aşırı durumlarda, şişmiş lenf bezleri ve yüz şişmesi.
• Ağız kokusu.
• Ateş.
• Trismus (hasta ağzını açmakta zorluk çekiyorsa).
• Uykusuzluk.
• Genel rahatsızlık ve sıkıntılar.

Diş apsesi bir diş hekimi tarafından kolayca teşhis edilir. Apse tespit edildiği zaman yapılan ilk işlem diş hekiminizin apseyi boşaltması ve enfeksiyondan kurtulmasıdır. Diş tedavilerinden önce enfeksiyonu iyileştirmek için antibiyotik reçete edilir. Ardından kanal tedavisi, implant veya köprü uygulaması gibi seçeneklerden uygun olanı üzerinden ilerlenir.

Bir diş apsesinin tedavi edilmeden bırakılması, diş sağlığının ötesine uzanan ciddi komplikasyonlara yol açabilir. İrin sızarak hayati organlara ulaşabilir. Tedavi edilmeyen bir oral apsesi kimi zaman beyin hasarına, kalp hasarına, sinüs problemlerine ve çene kemiği hasarına sebebiyet verebilir.

Diş eti hastalıkları (periodontal hastalık): Dişi değil dişi çevreleyen ve destekleyen dokuları etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hiç çürüğü olmayan dişler bile bu hastalık nedeniyle kaybedilebilir. Periodontal hastalıklar bir veya birçok dişi etkileyebilen; çocuklarda, büyüme çagındaki bireylerde, erişkinlerde ve yaşlılarda görülebilen toplumdaki en yaygın kronik hastalıklardır. Genellikle ağrısız seyrettiği için belirtileri hasta tarafından zor farkedilir ve çoğu vakada hekime geç müracaat edilir.

Diş çevresi destek dokular; diş eti, diş kökü, çene kemiği ve dişin kökünü çene kemiğine bağlayan liflerdir ve bu yapı “periodonsiyum” adını alır. Enfeksiyonun sadece diş etini etkilediği durumlar “gingivitis” olarak isimlendirilir. Gingivitisin belirtileri; kırmızı, şiş, parlak, yumuşak kıvamlı ve kolay kanayan diş etidir. Kanama en önemli belirtidir.

Daha ileri olgularda diş eti ile birlikte yukarıda belirtilen diğer dokuların da etkilendiği durumlar “periodontitis” olarak tanımlanır. Periodontitisin belirtileri; diş etinde kanama, kırmızı/mavimsi-morumsu renk değişikliği, diş eti çekilmesi, diş eti büyümesi, dişlerde yer değiştirme, aralanma, uzama, sallanma, abse oluşumu, hassasiyet ve kötü ağız kokusudur. Ağrı genellikle abse oluşumu ile birlikte görülür. Sonuçta periodonsiyumda enfeksiyon, estetik bozukluk, çiğneme kaybı ve yapılacak protezleri taşıyamayacak hastalıklı ve desteği azalmış bir alt yapı meydana gelir.

Periodontal Cerrahiler: Bazı durumlarda, diş eti hastalıkları ve durumlarını tedavi etmek için periodontal cerrahiler gerekmektedir. Bu tip cerrahiler, diş eti cerrahisi olarak bilinmektedir. Bu cerrahi prosedürlerde hedef, diş eti hastalığını tedavi etmek ya da kaybedilen kemik dokusunu ve yumuşak dokuları yeniden kazanmak, diş kaybını engellemek bakterileri, enfeksiyonu elimine etmek,diş etini şekillendirmek gibi işlemleri kapsamaktadır.

Periodontal cerrahi rutin her diş eti hastalığında yapılan bir prosedür değildir.Periodontal cerrahi ile yeni kemik dokusu ve diş eit dokusu kazanmak bazı durumlarda mümkündür. Periodontal cerrahi öncesinde ağız hijyeninin çok iyi olması gerekmektedir. Periodontal cerrahi sonrasında ağız hijyeninin maksimum olması iyileşmenin çok daha iyi olmasını sağlar.

Periodontal cerrahi işlemler; flap operasyonları, kemik grefti uygulamaları, yönlendirilmiş doku rejenerasyonları, yumuşak doku transferleri gibi çeşitli uygulamaları kapsamaktadır.

Periodontal cerrahi işlemler genellikle lokal anestezi altında rahatlıkla gerçekleştirilebilmektedir. Bazı durumlarda sedasyon ya da genel anestezi ile de bu operasyonlar yapılabilirler.